yaşamak tadında..
tadı olanla…
ancak o tadı
yaşamak tadında..
tadı olanla…
ancak o tadı
arabada tekerleğin bile kaldırma gücü var
virajları
asfaltı
yağmuru
karı
çamuru
peki..insanların kaldırma gücü ne..birim istiyroum
30-11-99
insanın işini sevmesi
kolyesini sevmeye benziyor
seversen takarsın
sevmezsen tasma gibi gelir
papatya
minik yapraklı
ama üşümüş
buzul olmuş gök-yüzü..siyah bir buzul..
çarşafı yıkanırken açıkta bekleyen yanlız bır hasta..gözleri duvara dönük..nasıl sessiz dışarıdan ancak içinde nakaratları benzer ağıtlar..bir ordan bir burdan.. ıssız yatağı bile bu soğukta çekiciyken ona susmuyor yüreği ağlıyor.. ey gök, hasretken hasta şifaya söz düşer mi sana ya da değer mi bir de herseyın üstüne o yağmuru yağdırmaya..ayazı içe işlerken basamaksız rampalardan düşmez mi ..çıkışı yok derken ışığı da sönmez mi garbin ..hiç mi düşünmezsin ..orda..oracıkta..duvara dönük..nakaratlarla beklerken çarşafı..isyanı kendisine..ıslattıgı carsafı kendı kanayan yüreği ile…kan çıkmıyor sankı içine işlemiş pamuklunun..dantel dantel olmuş acıları gibi ama dısarıdan daha da alımlı rengiyle de çekici..çıkmıyor o gül kalmış sanki aksa kaybolacakmış gibi, silinecekmiş gibi çıkmıyor kalıyor orada..kaldıkça ağlamaklı bekleyeni hüzünlerde biçare..soğuk suyun altında pamuk, soğuk duvarın dibinde hüzündar..o artık hüzündar…hüzülerin başı, hüzün insanı, hüzünlüleri anlayan hüzü en anlamlı yaşayan.. koca gül pamukta goncalasırken heycanı bastıramayan cocuk misali duvardan uzanır mahsun gözleri…bilmez kı kanayan yüreği kazagına işlemiş akmakta…bilmez ki ona tampon olacak pamuk yan odada da…gücü yoktur ancak heycan bu ya bekler goncanın solmasını..soldukca gonca acılır gözlerı…büyüdükce büyür bekledıkce bekler…düşünemez kı ıslak carsafa yatılmaz…iliğini kemiğini dondurur…düşünmez kı sabaha degıl daha kurumasına cok var…bilmez kı kurusa bıle damladıkca kanı kazagına gecer kanıda gene o pamuga… ve bilmez kı ya da bilmek istemez ki her yıkamada her bekleyıste kanı kaybeden duvardan soguk yiğen ve gene o carsafı kanlı kalkacak olan kendıdır…her gün tekrar eder bu hıkaye ve hüzündar bekler gülün goncasını goncanın solusunu kuruyup gelmesını….
sağlıcakla temiz ferah uykularda…uykulardan ferah uyanmaya..beklemeden uyumaya…
kaçmak geliyor içimden soluklar kesildikçe
duayen olmuş kimileri alkış tutarken pencerede
inkar ediyor gözler gerçekleri ya da uçuşan söylemleri
perdenin tülleri sesi kapatmış, ışık yok olmuş, cam olmuş bir duvar
ürküyorum, gitmek geldi.. gelmez olsun
bavulum yok, kalan hediye olsun