devirleri yaşayanlar…
devirlere ad verenler..
devirleri başlatanlar ..
devirleri sonlandıranlar…
bizim devirlerimiz yok.
bizim devirimiz var.
sonsuz seviyorum…sonsuz…sondan uzak
elimde pelür bir kağıt ve üzerine yazıyorum geleceğimi..neler var içinde ..bilmiyorum.. yazdıkça yazıyorum sonra bırakıyorum fısıltıları okumayı…dökülüyor kelimeler..inci sıralar oluyorlar ve ben hayret ile yazıyorum hızıma şaşırıyorum..cok zor buna dayanmak yazarken okumamak başarıyorum başarmak isterken gözlerimi kapatıyroum..korkuyorum..neden yıkımlarda ve eziliyorum sonsuz bu ızdırapta ..içimi sadece okşayan kalan bu meltem eller de yok..sanki perilerin görülmezlikleri sarmış dörtbir yanımı ve ben onların ninnilerini okuyorum bir yandan kısık dudaklarımda..lanetler varmış ve görülmezmiş ışıksızlıkların gölgesinde ve ben bilmeden yazıyorum..o sağlam olmayan yırtılmayı bekleyen pelür kağıda…
bu sıkıntılı biz sona ermeden neden ben gideyim o meyvaların bahçesine de elmaları dalından toplayım..
mevsimi geçicek diye düşünürlerken neden kedilere sorup sokalardan alayım…
canımı sıkan sen buralarda bulut iken yükselip yağarsan başıma yağmur yağmur..şimşeklerini çakmadan ben giderim olan en büyük dağlara ve hürmetle bakarım uzak yeşillere ve sen o zaman bana bulutsuzluğun özlemi olursun..
ancak
geri dönüp baktığımda asıl özlem ben olucam ve bu sefer ağlamam olucak sana .. yağmurların en büyüğü…yağışların en korkuncu…ıslaklığın en soğuku..yanlışların anlaşılması.. yanlış anlaşılmaktan anca bu kadar geçer…üzülücem ..keşke olmasa…
kesik olan köprülerin ipleri dahi olsa sen hala sağlam olmak zorundansın..neden diye soranlar olursa arkandakilerden çok önündekilerden korktuğunu söyle…
sana can acıtıcı iğneler vermesinler sen çuvaldızlara zorlanma …
sahiplerinden yetim kalanlara sahipleri gibi asla davranma…
parmağımın ucunda benimle şakıyan serçem
ben serçe sen serçe
bizim olan serçelerimiz var …bizden içeri
*
ciciler giymiş bulutlar ..grileri gömmüşler..
izin ver güneş batmasın..
izin ver gidelim.
dağlardan bakıyor bana..sen yokken..
sen var ol
var ol bakmasın dağlardan griler
ellerimi tut..kanatlarım olsunlar
uçuyorum..zihinimde sen..kalbim gömülü..gözlerimde izin.
korkmuyorum…ufuk..çok yakın
varlığını biliyorum..
ordayım..
ordayız
yuva gibi…sıcaklar..ıslak..havalar kalmıyor..
etrafımda yaşamı yavaş algılayanları görünce, beyin hızımız eşit değilse çok yoruluyorum…
isteklerin verebildiklerinden daha az ise…o zaman çıtanda sorun var demektir…olması gereken…büyük beklentiler içinde karşındakine alabileceği kadarını vermek bence..alabileceği kadarı ver…senin de alabileceğin ölçü o zaman belli olsun..
****hangi dere bu mevsimde sıcaktır…hangi dere….sen kendimi atmamı beklerken..hangi dere…. üşüyorum dersem …dinleme..atmam ben, beni bilmeyen derelere..
içimde kırlangıçlar çığlık atıyor
sorduğum kitaplarda yazılmamış nedenler
kalemler hiç çizmemiş resimlerini
kulağım pas bu sese
bırak.. koşuyorum…çıplak değil sandaletler ile