Author: Beste

 

kuzu olsam kürküm olurdu
ben ise montla geldim

ama kuzu olsam gecen haftalarda benı kesmıslerdı… o halde kuzu olmamak ıyı olmus

ayı olsaydım…gene kürküm olurdu…üşümezdim..ama o zaman msn de yazısamazdım pencelerım cok büyük olurdu

tavsan olsam….gene kürkümolurdu…üşümezdim …hattta keyıften zıp zıp zıplardım….ama cok coluk cocuk olurdu …evden cıkamazdım

tilki olsam ….kürküm olurdu….üşümezdim….ama o zaman da aklım fikrim kurnazlıkta olurdu…işimde iyi olmazdım

ben peste’yim…kürküm yok ..üşüyorum …ama düşündüm de mutluyum..

cok gidesim var..

göğe doğru.

topraktan göğe cıkarken önce çimenler olucak, belkide çalı çırpı..evet çalı çırpı var

renkli çiçeklerin sapları, yaprakları ve tomurcuklar.. öyle ya ben de bir zamanlar tomurcuktum.

sonra açılmış saçılmış çiçekler, tamam bu şimdiki ben

bazıları solmaya yakın, ne zamandır buna da yakınım…

gidesim var …vardıgım yer koca yapraklar ..koca dalları olan..ağaçlar..

yaprak yaprak yaprak

yeşil sarı kahve

çıkmak istedikce zorlaşan bir yol

dalllar takılırken saçlarıma, her bir yaprak iz bıraktı …bazıları saçımda karman çorman..

çıkarken dallar çizdi tenimi..acısı var kiminde ise pıhtılaşmış kan..

kimi zaman hızlı kimi zaman yavaş

ama isteğim hala devam

gidesim var

göğe çıkasım

ordan bakasım var.

benzinlikler var yol üstünde

kasımpatı açarken gördüm

wc desem insem

ölüyor desem dursa

soluk lazım desem

havada gümüş renkler

altından ayrı kalan

 

yorgun bir kalbin hislerini

gözyaşlarımla çok sildim…

inan
anlasılmak baska yapar gönülü
hos bır hafıflıktır
huzura kacan
ama
daha güzeli farkına varılmak
ordasın
o da görmüş
bitti

zahmete gerek yok

kabul olmussa tüm yasalar,yaşayanlar tarafından

neden diye sorma, aldığın soluk hesaplı mı?

ne kadar su içtin, kaç kere hapşırdın..

kaşınan sırtında yaptın mı hesapları, uzanan elleri,

ya da hiç biliyor musun kaç kere merhaba dedin,

oturma sayın kaç, ya da şekerleme ile uykuyu kaç kere kaç saatte tamamladın,

kaç adım attın kim bilir, sadece yollara değil insanlara da..

kaç kere suyunu tam içtin, çayın kahven soğuyup kaldı..

hmmm, kaç kere alo dedin telefona, arayanı bildiğin halde hemde…

peki kaç kere telefon çalsın diye bekledin..ya da kaç gün, günler..

bırakmak lazım hesapları.

bırakmak

beklemek için kaç ömür var

saymak için kaç ömür

durmak kolaysa

kaç kere durdun hayata ???

 

 

ne cok nefes konusuldu hemde tüketilmeden..

öpüşsem nefesinle..hmmm

yapraklarımda sadeliğini yaşıyroum

soluklandıgım yapraklar..hımm.. kokun üstümde

 ve başımdayken sen, gölgen o güneşe

yanmaktan korunuyorum..

sevgilim, frenk üzümü

rengini bedenime sar ve tadını akıt..

sana bayılıyorum